Afife Jale kimdir?

Türk tiyatrosunun efsane isimlerinin başında Afife Jale geliyor. “Sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadın” olarak tarihe geçen Afife Jale’nin hayatını, neler yaptığını yazımızda ele aldık.

Erken yaşamı ve eğitimi

1902 yılında İstanbul Kadıköy’de doğan Afife Jale, tiyatro sahnesine çıkan ilk Müslüman Türk kadını olarak tarihe geçti. Dr. Sait Paşa’nın torunu olan Afife, orta halli bir ailenin kızıydı. 1918 yılında İstanbul Kız Sanayi Mektebi’nde eğitim alırken, Darülbedayi (Şehir Tiyatroları) sınavını kazandı. Müslüman kadınların sahneye çıkmasının hoş karşılanmadığı bir dönemde, Afife Jale Darülbedayi’ye öğrenci olarak kabul edilen beş kızdan biri oldu.

Tiyatro kariyerinin başlangıcı

1920 yılında, Hüseyin Suat’ın “Yamalar” adlı oyununda Eliza Binemeciyan’ın Paris’e gitmesi üzerine, Kadıköy Apollon Tiyatrosu’nda onun yerine Afife Jale sahneye çıktı. “Jaletakma adıyla Emel rolünü oynayan Afife, polis tarafından sahneye çıkarılmaması için uyarıldı. Ancak, Afife bir hafta sonra “Tatlı Sır” adlı oyunda tekrar sahneye çıktı. Polis, Afife’yi tutuklamak istedi ancak oyuncu Kınar Hanım onu tiyatronun arka bahçesine kaçırdı. Daha sonra, “Odalık” adlı oyunda rol alırken polis tiyatroyu bastı ve Afife’yi yakalamak istedi. Bu kez de makine dairesinden kaçırıldı, ancak sokakta yakalanarak karakola götürüldü ve burada hırpalandı. Ailesi de onu dışladı; babası “Benim Afife diye bir kızım yok” diyerek onu evden kovdu.

Yasaklar ve tiyatroyu bırakmak zorunda kalışı

27 Şubat 1921 tarihinde İçişleri Bakanlığı’nın bir buyruğuyla, Müslüman Türk kadınlarının kesinlikle sahneye çıkamayacakları bildirildi. Bu bildiri üzerine, Afife Jale tiyatronun ücretli kadrosundan çıkarıldı. Tiyatrosuz kalmak, onun sinirlerini altüst etti ve baş ağrıları çekmeye başladı. Kaçışı haplarda ve uyuşturucuda arayan Afife, bir süre sonra morfin bağımlısı oldu.

Anadolu turnesi ve evlilik

Afife Jale, Burhanettin Tepsi Kumpanyası ile Anadolu turnesine çıktı; Kadıköy’de ve çeşitli kentlerde temsiller verdi. 1928 yılında Kuşdili Çayırı’nda Hafız Burhan konserinde tanıştığı tambur sanatçısı Selahattin Pınar ile 1929 yılında evlendi. Ancak bu mutlu günler uzun sürmedi. Afife, uyuşturucudan kurtulamıyordu. Selahattin Pınar, Afife’nin koluna morfin şırınga ettiğini görünce büyük bir şok yaşadı. 1935 yılında boşandılar.

Son yıllar ve vefatı

Afife Jale, yaşamının son yıllarını Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde geçirdi ve 24 Temmuz 1941 yılında 39 yaşındayken burada vefat etti. Yazar Hüseyin Suat, sahneye ilk çıktığı gece onu alnından öperek, “Bizim sahnemize bir fedai gerekti. Sen işte o fedaisin” demişti.

Mirası ve anısına yapılanlar

Nezihe Araz, Afife Jale için bir tiyatro oyunu yazdı ve Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendi. Şahin Kaygun, bu oyundan esinlenerek “Afife Jale” adlı sinema filmini çekti. 1997 yılında her yıl çeşitli dallarda verilen “Afife Jale Tiyatro Ödülü” kuruldu ve 1998 yılında Beşiktaş Belediyesi’nin açtığı Ortaköy Kültür Merkezi’ndeki tiyatroya Afife Jale Sahnesi adı verildi. Afife Jale’nin hayatı, cesareti ve tiyatroya olan tutkusu, Türk tiyatrosunun önemli bir sembolü olarak anılmaya devam etmektedir.