‘BÖRÜ 2039’ bir şeyleri değiştirmeye geldi

Türk dizi sektörünün son 10 yılda çektiği ‘konu bulamama’ sorunu hala devam ediyor. Tabii bu kısır döngü içerisinde bazı isimler kendini göstermeye çalışıyor. Bu isimlerden birisi ve en dikkat çekeni hiç kuşkusuz Alper Çağlar. 2004 yılından beri bizlerle birlikte olan Alper Çağlar’ın eseri ise ‘BÖRÜ 2039’ oldu. BluTV’de bizlerle buluşan başarılı yönetmenin yapmak istediklerine odaklandım […]

Türk dizi sektörünün son 10 yılda çektiği ‘konu bulamama’ sorunu hala devam ediyor. Tabii bu kısır döngü içerisinde bazı isimler kendini göstermeye çalışıyor. Bu isimlerden birisi ve en dikkat çekeni hiç kuşkusuz Alper Çağlar. 2004 yılından beri bizlerle birlikte olan Alper Çağlar’ın eseri ise ‘BÖRÜ 2039’ oldu. BluTV’de bizlerle buluşan başarılı yönetmenin yapmak istediklerine odaklandım bu kez.

Baştan söyleyeyim, bu yazı Alper Çağlar’ın takdir etmek için yazılmıştır. Tabii eleştiriler de olacaktır lakin genel çerçeve vizyonuyla alakalı olacak.

Aslında kendisini ‘Dağ’ filmiyle tanımıştım ancak bana kalırsa asıl şöhreti 2018 yılında yayınladığı ‘BÖRÜ’ dizisi ve devamında aynı adı taşıyan filmle yaptı. Özel Harekât Polislerinin 2014 yılından 15 Temmuz 2016 yılına kadar yaşadıklarını, başarılı bir dille gösteren ‘BÖRÜ’ sadece salt bir militarist söylemle hareket etmemişti. Evet, bol çatışmalı bir diziydi ancak bu çatışmalar o kadar iyi yansıtılmıştı ki insanı yormuyordu. Misal ‘Çirkin Olsan Bile’ bölümündeki yoğun çatışmanın içindeki dramatik anlar ve bölüm finali oldukça etkileyiciydi. ‘Gülpembe’ parçasını ne zaman dinlesem o sahne gelir aklıma. Tek hayıflandığım, keşke orada ‘Gülpembe’nin yeni versiyonu değil de 80’lerdeki versiyonu kullanılsaydı.

‘BÖRÜ 2039’ biraz kafa karıştırdı

‘BÖRÜ’nün bu başarısı sonrası haliyle insan ‘BÖRÜ 2039’un duyurusunun ardından heyecana kapıldım. Merakla da beklemeye başladım ilk bölümü, 27 Aralık 2021’de de BluTV’de yayınlandı, biraz sancılı bir süreç sonrası. Eski ekipten Kemal Boratav, Barbaros Çepni ve Baran Harput’u gördük.

2039’da teknolojinin geldiği noktaya bir öngörüde bulunan Alper Çağlar çok çeşitli ve farklı silahları hayatımıza sokmuş ‘BÖRÜ 2039’da. Olur mu olmaz mı o zaman göreceğiz… Konumuz silahlar değil tabii. İlk bölümü izledikten sonra kafamda koca bir soru işareti vardı. Karakterleri konuyu anlayıncaya kadar biraz zaman geçti ve açıkçası biraz sıkıldım. Çünkü yoğun bir anlatım dili seçmiş Alper Çağlar. Ancak ikinci bölümden itibaren bir ferahlama gelmedi dersem yalan olur.

Gelen en önemli eleştiriler ise efektler konusunda oldu. Alper Çağlar’ın efekt konusunda hassas olduğunu, ince işçilik, yoğun çalışma ile en iyisini elde etmeye çalıştığını biliyoruz. Ancak ülkemizdeki imkanlar onu zorluyor haliyle. Hatalar tabii ki olacaktır, sonuçta böyle bir şeyi ilk defa deniyor Türk sinema ve dizi sektörü. Kendisi de Jahrein’in yayınında bunlara değinmişti. Yapıcı eleştiriler ile böyle projeleri daha iyi yerlere getirebiliriz.

Metaverse, Bitcoin, NFT derken…

Alper Çağlar’ın dikkat çektiği asıl nokta ise teknolojinin hayatımızı nasıl ele geçirdiği. Kemal Boratav’ın projesi, yapmak istedikleri, dizi içerisindeki diyaloglar ile bu açık bir dille anlatılıyor. Aslında 2039’a gelmeden yaşadıklarımız, Metaverse, Bitcoin, NFT, sosyal medya platformları bizleri ele geçirdi. ‘Matrix’imizi zaten yaşıyoruz ama farkında değiliz. Bir tek zaman yolculuğu kaldı yapamadığımız ama onun da imkânsız olmadığını söylüyor fizik. Kardeşev ölçeğine göre henüz Tip 1 uygarlık bile olamadığımız için şimdilik zaman yolculuğu yapamıyoruz. Bilim yalan söyleyecek değil ya…

Sonuç olarak; Turan nerede Alper Çağlar?