Dünyaca ünlü çizer Selçuk Demirel’in notları, mektupları, aforizmaları ve anıları ilk kez bir arada okurlarla buluşuyor. Gökyüzüyle Yüz Yüze, Demirel’in ağzından kişisel bir varoluş anlatısı.

Okuyan Us Yayınları, ünlü çizer Selçuk Demirel’in uzun yıllar boyunca biriktirdiği not defterlerinden, aforizmalarından, mektuplarından ve daha önce yayımlanmamış söyleşilerinden derlenen çok özel bir kitabı okurla buluşturuyor: Gökyüzüyle Yüz Yüze. Kişisel bir varoluş anlatısı olan kitap, Demirel’in bütünüyle yazılarından oluşan ilk kitabı, yalnızlık, zaman, sanat, çizgi ve yaşam üzerine düşüncelerini; Paris’e taşındığı ilk yıllardaki zorluklarını, memleket özlemini ve yeni-eski dostluklarını samimi bir üslupla aktarıyor. Kitap sayesinde, okuyucu, sanatçının şimdiye dek pek bilinmeyen iç dünyasına ilk kez bu kadar yakından tanık oluyor.
Paris’e taşındığı ilk yıllarda yaşadığı zorluklar, memleket özlemi, yeni bağlar ve eski dostluklarla zenginleşen anlatılar; Demirel’in iç dünyasına açılan samimi bir kapı niteliği taşıyor. Gazete ve dergilerde yayımlanan söyleşilerden, yıllar içinde biriken mektuplara ve not defterlerine kadar farklı dönemlerden parçalar, ünlü çizerin hem bireysel hem de sanatsal evrenini bütüncül bir şekilde sunuyor.
1980’ler ve 90’lardan şiirler, denemeler, aforizmalar ve okuma önerileri
Kitap, Demirel’in defterlerine yazdığı şiirleri, kısa denemeleri ve çeşitli yazarlardan derlediği aforizmaları da içeriyor. Edebiyat ve sanat severler için gerçek bir ilham kaynağı niteliğindeki bu notlar, aynı zamanda dönemin düşünce ve duygu iklimine ışık tutuyor.
Kitap, unutulmaz dostlukların izini sürüyor
Gökyüzüyle Yüz Yüze, yalnızca kişisel bir anlatı değil; aynı zamanda Türk ve dünya sanat çevrelerinin büyük isimleriyle kurulan derin ilişkilerin de izini sürüyor. John Berger, Ferit Edgü, Abidin Dino, Komet, Yaşar Kemal, Latif Demirci gibi usta isimlerle paylaşılan dostluklar, anılar ve mektuplar aracılığıyla sanat dünyasının arka planına dair benzersiz bir pencere açıyor.
Demirel’in John Berger’le 30 yılı aşan dostluğunun ilk gününe dair anıları, Paris’te Komet’le tanışma hikâyesi ve Orhan Pamuk’la yollarının kesiştiği kısa ama unutulmaz anlar, kitabın en dikkat çekici bölümlerini oluşturuyor.
Gökyüzünü Seyre Davet
Selçuk Demirel, annesinin ölümünden sonra bulduğu kendi mektuplarından yola çıkarak bir “arkeolojik” çalışma yapar. Bu kitap, dağınık defterler, eskizler, mektuplar ve anılardan oluşan kişisel bir arşivin edebi bir esere dönüşmüş halidir. Bu haliyle, kişisel tarihi kayıt altına almanın ve geleceğe taşımanın önemli bir örneğidir.
Gökyüzüyle Yüz Yüze’de yer alan ve 1979’dan 2024’e uzanan metinlerde bir sanatçının içsel yolculuğuna, dostluklarına, kayıplarına ve çizgiyle kurduğu dünyaya tanıklık ediyoruz.
Selçuk Demirel, çizgilerinin ardındaki düşünce dünyasını, sanata ve insana bakışını bu kitapla bir kez daha görünür kılıyor. Gökyüzüyle Yüz Yüze, hem sanatseverlere hem de yaşamın derinliklerini keşfetmek isteyen tüm okurlara yeni bir bakış açısı sunuyor.

