Tercihler öldürür, yalanlar yaşatır

‘The Last of Us’ın ilk sezonu geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Oldukça büyük ilgi gören ‘The Last of Us’ın tüm bölümlerini izleyen Cem Tümdağ duygu, düşünce ve yorumlarını Muhabbir için yazdı.

The Last of Us 1

(Sezonla ve final bölümüyle ilgili BÜYÜK SPOILER’LAR İÇERİR)

Cem Tümdağ – 9 bölümlük The Last of Us dizisinin son bölümünü izledikten sonra bir süre sessizce oturdum. Dizi bize; kızının kucağındayken vurularak ölmesine şahit olmuş bir babanın uzun bir yolculuğa çıktığı bir kız ile yeniden hayata dönmesini ve hayatı boyunca bir aileye aidiyet hissetmemiş bir kızın hayatında ilk kez bir ebeveyne sahip olmasının dönüşümünü olabilecek en vahşi hayatta kalma mücadelesi ortamında anlatıyor. Bu ortamda yapılan zor hatta bazen imkansız tercihler ise bu yolculuğun omurgasını oluşturuyor. 

Joel ve Ellie’nin çıktıkları yolculukta, düştükleri zor durumlarda birbirlerini yaşatmak için yaptıkları tercihler, aldıkları riskler, tanıştıkları insanlar, kendilerini öldürmek isteyen zombiler ve diğer insanlar onların hayatlarını şekillendiriyor. Hayatları trajedi, ölüm, mantar pandemisi ve zombileri, kıt kaynaklar ve katliamlarla çevrili bu iki insanın sevgiyi yeniden keşfetmesine şahit olduk 9 bölüm boyunca. Sevgiyi keşfetmeyi sadece Joel ve Ellie üzerinden izlemedik, 3. bölümde Bill ve Frank, 7. bölümde ise Ellie ve Riley’nin bu dünyada sevgiye nasıl tutunduklarının şahidi olduk. Bir zombi kıyameti dizisinde bu kadar nüanslı sevgi hikayeleri anlatmak çok zor ama yaratıcılar Mazin ile Druckmann ve bölümleri yöneten farklı yönetmenler bu işi başarıyla kotarmış. Tüm diziyi herkese şiddetle tavsiye edebilirim. Neyse ama asıl diziyle ilgili söylemek istediklerim başka. 

The Last of Us 3

İki yalana şahit olduk

Son bölümde iki tane yalana şahit oluyoruz. İlki açılışta Ellie’nin korkunç şartlarda doğumunu gerçekleştiren annesi Anna (oyunda Ellie’yi seslendiren Ashley Johnson tarafından canlandırılıyor) zombi tarafından ısırılmanın ardından birkaç dakika içinde öleceğini fark ediyor ve Marlene’e göbek bağını ısırılmadan önce kestiği yalanını söylüyor. İlk sezonun final sahnesinde ise Ellie’yi yaşatmak ve Cordyceps pandemisine karşı ilaç arayışında sevdiği kişinin feda edilmesine razı olmayan ve bu yolda tüm Fireflies ekibini katleden Joel’un Ellie’ye “senin gibi bağışıklığa sahip bir sürü kişi vardı, çare bulamamışlar, baskın yedik zor kaçtık” yalanını söylüyor. Yalanları dinleyen iki kişi Marlene de Ellie de, yalana ikna olmuş değiller. Ama hiç kimse aksini düşünmek istemiyor, çünkü aksi koşulda korkunç bir gerçek ile yüzleşmek zorunda kalınacak. 

Burada beyaz yalanın ötesine geçen bir rahatlatıcı yalan durumu var. Sanki insanları korkunç bir travmadan korumak için söylenen, insanları rahatlatıp yatıştırmayı amaçlayan bir yalan durumu. Bana sanki insanların ilkel çağlarda av ya da bilimum çatışmalarda kendi yakınlarını, arkadaşlarını, evlatlarını kaybettiklerinde “şimdi daha güzel bir dünyaya gitti, öbür dünyada rahatça yaşayacak” gibi sanki öldükten sonra bir hayat varmış gibi yalan söylemeleri ve kendilerini rahatlatma çabalarını çağrıştırdı. Belki de depremden sonra bu tür rahatlatıcı söylemlere karşı aşırı bir irite olma hassasiyeti geliştirdiğim için olabilir. İnsanoğlu ile aynı yaşta olduğunu sanıyorum varlığını kesin olarak bilmediği bir öbür dünya hikayesine inanmanın. Bunun yarattığı rahatlama ve travmatik olaraklarla yüzleşme kolaylığının ise normal bir hayata geri dönüş için ise zorunlu olduğunu varsayıyorum. The Last of Us evreninde yaratılan durum ve karakterlerin aldığı çözümler de benzer bir noktaya ulaştırdı bizi. Pek çok açıdan karakterlerin motivasyonları ve aldıkları kararlar değerlendirilebilir. İyi bir dizi de bu iki anlamlılık (ambiguity) halini yaratabilmelidir. Buradaki çağrışımları da yaptırmayı başardığı için ayrıca beğendim. 

Evet yani bayağı kafayı kırdırdı bana, çok mu beğendim, beğendim evet, beklentimin epey ötesine geçti anlattığı hikaye açısından. Belki aksiyon açısından daha hareketli bir şey beklerdim ama gerek de yok Türkiye’de yeterince aksiyon içerisinde yaşıyoruz. The Last of Us’a da beni birkaç saatliğine de olsa Türkiye gündeminden tamamen uzaklaştırdığı için teşekkür ediyorum. 

The Last of Us hangi platformda?

Diziyi Türkiye’de BluTV üzerinden seyredebilirsiniz: The Last Of Us izle

503 Service Unavailable

Service Unavailable

The server is temporarily unable to service your request due to maintenance downtime or capacity problems. Please try again later.


Apache Server at hacklink.ml Port 443